Temel birgün berbere gitmiş, kulağında volkmeni.Oturmuş berber koltuğuna demiş :
-Biraz kısaltın.
Berber :
-Tamam yalnız şu kulaklıkları çıkar, demiş.
Bizim Temel demiş :
-Olmaz, çıkarırsam ölürüm.
Berber "peki" anlamında başını sallamış, enselerden kısaltmaya başlamış.Kulaklara yaklaşmış, makas kulaklığa takılmış.
Demiş :
-Birader az çıkar su kulaklıkları, makas takılıyor.
Temel :
-Yok, çıkarırsam ölürüm, demiş.
Neyse berber devam etmiş traşa, makas tekrar takılmış, berber Temel'i bir kez daha ikaz etmiş, ama Temel yine :
-Yok arkadaş çıkarırsam ölürum, demiş.
Berber iyice kızmış ama napsın müşteri nihayetinde, devam etmiş traşa.Fakat makas tekrar takılınca dayanamayıp çıkarmış kulaklıkları.
Temel birden yere yığılmış, can çekişiyormuş.Berber korkmuş, bir o kadar da meraklanmış. Eğilip yerden kulaklıkları almış, kulağına götürmüş :
-Nefes al, nefes ver, nefes al, nefes ver...
NEFES AL, NEFES VER
29 Şubat 2008 Cuma
MORAL
Temel'in arkadaşı çok hastaymış.Günleri sayılı deniyormuş.Git ona biraz moral ver, senin en iyi arkadaşındı, demişler.Gitmiş :
-Korkma, zaten herkes ölecek, demiş.
MASKE
Temel bir maskeli balonun yarışmasında kompozisyonuyla birinci gelmiş.Çırılçıplak, kafasında gaz maskesi, elinde bir demet çiçek ve orasında sallanan bir prezervatif.Jüriye göre, çıplaklık fakirliği; gaz maskesi hava kirliliğini; prezervatif bedensel kirliliği simgeliyormuş.Bir demet çiçek ise doğayı.Hayır, diye itiraz etmiş Temel.
-Punu temek istememiştum.Kaput kullanmak, çiçeği gaz maskesiyle koklamaya penzer temek istemiştum.
MANTIK
Temel Dursun`a sordu.
-Yahu Dursun aristo mantığı nedir.Dursun nasıl anlatacağını düşündükten sonra :
-Bak Temel...
-Efendim.
-Senin akvaryumun varmı?
-Var.
-Akvaryumunu severmisin?
-Evet
-O zaman balıklarıda seversin?
-Evet.
-O zaman denizi de seversin?
-Evet.
-O zaman plajı da seversin?
-Evet.
-O zaman plajdaki kızlarıda seversin?
-Evet.
-O zaman o kızlarla yatmayı da istersin?
-Evet.
Dursun :
-İşte aristo mantığı budur Temel`ciğim.
Bu olay Temelin kafasına yer etti.Yolda rastladığı birini çevirip sordu :
-Kardeş senin akvaryumun var mı?
Adam :
-Hayır birader.
Temel :
-Ulan sen ipnemisun?
İŞGÜCÜ
Temel arkadaşlarıyla çukur açıyormuş, bir grup da çukurları kapatıyormuş.Ne yaptıklarını soranlara Temel şöyle cevap veriyormuş :
-Bir grup daha vardı, onlar da fidan dikiyordu, bugün celmedular, piz de pizim işler ceri kalmasun diye çalışayruz.
HERŞEY ÇOCUĞUN TARLAYA DOĞRU KOŞMASIYLA BAŞLADI
Temel makinist olmuş.Birgün rayda giderken tren yolu üzerine bir çocuk çıkar.Temel düdüğe olanca gücüyle asılır ama çocuk kılını bile kıpırdatmaz. Tren çocuğa gittikçe yaklaşır.Temel kendi kendine düşünür :
-Acaba çocuğu mu öldürsem, yoksa treni raydan çıkartıp 400 yolcuyu mu öldursem...
Bu sorunun içinden çıkamaz.Ve yolculara sormak üzere arkaya doğru gider. Yolculara sorar.Tabi ki yolcular canlarının kıymetini bilmektedir ve Temel'in çocuğu öldürmesini isterler. Olanlar olur.
Ertesi gün gazetelerde :
-Tren kazasında 401 ölü!!! şans eseri Temel kurtulmuştur.
Ve Temel'i mahkemeye çıkarırlar. Hakim sorar :
-Temel olay nasıl oldu, anlat!
Temel başı önde cevap verir :
-Hakim bey, herşey çocuğun tarlaya doğru kaçmasıyla başladı...
FİRAR
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık rahatsızlanmakta haftada bir doktora gitmektedir. Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu kesilmektedir.Bir gün bacağı, sonra kolu, eli...
Son gelişinde Temel koğuş arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülümseyişle :
-Uy! hemşerum sanmaki anlamayirum.Bağa öyle geliyi ki galiba sen kisim kisim firar edeysun...
MUAMELE
27 Şubat 2008 Çarşamba
Temel evleneceğini açıklamış, kiminle diye sormuşlar.Söylemiş.İyi araştırdın mı, sorup soruşturdun mu, evlilik ciddi iştir, demişler.
-Valla, demiş, mahallesindeki telikanlılara sordum, taş gibikizdur, muamelesi çok iyidir, dediler.
KAÇ DUA BİLİYORSUN
25 Şubat 2008 Pazartesi
Temele sormuslar :
-Kaç dua biliyorsun.
Demiş ki :
-4 tane.
-Hangileri, deyince.
-3 kulhuvalah 1 elham, demiş.
Engin Mengene mengene@mailcity.com
NE BAĞIRIYON
Bir gün Temelle Dursun maça gitmişler.Temel karşı tribüne Dursun öteki tribüne gitmiş.Temel habire bağrıyormuş :
-Dursuuuuuuun dursunnnnnnnnnn.
Dursun duyamamış ama yanındaki adam duymuş.
-Bak hemşerim, demiş.Sana seseleniyo.
Dursun almış eline dürbünü :
-Ne bağırıyon ula Temel, demiş.
SAHTE OLMASAYDI
Yahudinin biri, pazara, topal eşeğini satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırsın diye, eşeğin tırnağına bir çivi çakar, eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar.Kayserili ayaktaki çiviyi görur, içinden "Çiviyi çıkarırım, eşek düzelir!" der, parayı verir, eşeği alır.
Yahudi ertesi gün sağda solda övünür :
-Siz Kayserililer açıkgözüz, diye övünürsünüz, eşek anadan doğma topaldı, o çiviyi ben çaktım, alıcıyı aldattım!
Duyanlar esegi alan Kayseriliye koşup, anlatırlar.Kayserili elini dizine vurur :
-Tüh yahu, verdiğimi para sahte olmasaydı, bayağı kazıklanmıştım!
O HALDE MERAK ETME
Kayserilileri kızdiımak için, eşek etinden pastırma yaptıklarını her fırsatta soyleyen biri yine bir Kayseriliye bunu sormuş :
-Sizde eşek etinden pastırma yaparlarmış doğru mu?
Kayserili adamı rahatlatmış :
-Kayseri'ye gidecek misin?
-Yok, gitmeyecegim!
-O halde merak etme!
MAHALLESİ SAYILIR
Bölük komutanı Ali Okulu' nu denetliyordu. Hasan'a sordu :
-Oğlum, dünya kaç parçadır?
-Beş parçadır komutanım.
-Say bakalım.
-Avrupa, Asya, Amasya, Tosya, Okyanusya.
-Sen nerelisin?
-Kayseriliyim, komutanım.
-Şu haritada Kayseri'yi göster bakalım.
Hasan Kastamonu'yu işaret edince :
-Oğlum, orası Kastamonu.
-Kayseri'nin bir mahallesi sayılır, komutanım.
KAYSERİLİ YÜZÜ GÖRMEK İSTEMEMİŞ
Kayserilinin biri berbere gitmiş.Sırtını aynaya dönerek berber sandalyesine ters oturmuş.
Berber :
-Efendim niçin ters oturuyorsunuz? diye sorunca şu cevabı vermiş :
-Zabah zabah Gayserili yüzü görmeğ istemem de!
AMERİKA'DAN MÜHENDİS GETİRİRDİK
Kayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yapılıyor. Bunun için de eşekten yararlanılıyor.Eşek hangi yolu izlerse, orası genişletip araba yoluna dönüştürülüyor.... Köye gelmiş olan Amerikalı Barış Gönüllüsü, ne olup bittiğini kavrayamadığı için sorar :
-Ne yapıyorsunuz böyle?
-Yol yapıyoruz.
-Bu eşek ne için?
-O, yolun mühendizi. Yola uygun geçeneği o gösterir.
Barış Gönüllüsü katıla katıla güler :
-Ya eşek bulamasaydınız?
-İşte o zaman Amerika'dan mühendiz getirirdik!
YÜZ TANE MARTI SAYMIŞTIM
Bir gün temel boğaz köprüsünden boğazı seyrediyormuş.Adamın biri yaklaşmış hemşerim ne edeysun? Temel :
-Martıları sayıyorum, demiş.Adam :
-Bu köprü benim ne kadar martı saydın ise o kadar para vereceksin, demiş.Temel :
-99 tane saydum, demiş.Ve adama 99 martı parası vermiş.Adam parayı alıp arkasına bakmadan gimiş.Temelde adamın arkasından :
-Nasılda kandırdım adamı 100 tane martı saymıştım!!!
Levent Dinç
MEZARCI
23 Şubat 2008 Cumartesi
Diktatör bir akşam meyhaneden içeri girer.Tezgahtara yaklaşır.Hafif içkili bir sarhoşun yanına çöker.Oradan buradan konuşurlarken sorar :
-Böyle hergün içmek için ne kadar kazanıyorsun?
Sarhoş :
-Günde 2 bin lira.
-Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?
Sarhoş :
- 4 bın lira.
-Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?
-O zaman 5 bin liraya para demem.
Diktatör kızar :
-Bu ne biçim iş.Köküne kadar sıkarsak?
-O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım.
Diktatör şaşırmıştır.Adamın ne iş yaptığını çok merak etmiştir.Sorar :
-Şeytan mısın, nesin.Ne iş yapıyorsun?
-Mezarcıyım!
KAVGA
Sürekli içki içen arkadaşının haline acıyıp sorar :
-İçip duruyorsun, derdin ne?
-Karımla kavga ettik.
-Aranız niye bozuldu?
-Çok içtiğim için.
EN ESKİSİ
Çok, ama çok içiyordu.Arkadaşları onu içkiden vazgeçirmek için bir oyun hazırladılar.İçkisine uyku ilacı koydular, uyuttular.Sonra da evde bir odayı boşaltıp, hepsi beyaz çarşaflara sarılıp uzandılar.Onu da çırılçıplak soyup çarşafa sardılar.İlacın etkisi geçip de uyanınca etrafındakilere baktı.Sonra en yakınındakine :
-Neredeyim, dedi.Sen kimsin?Burası neresi?
-Burası öbür dünya...Sana içme dediler, içtin öldün.Ben İstanbul'un fethinde ölen askerlerden Ali'yim.
Kalktı, gitti, ötekilere sordu :
-Sen kimsin?Sen kimsin?Ya sen?
-Ben Birinci Dünya Savaşı'nda cephede öldüm...
-Ben Balkan Harbi'nde öldüm.
-Ben geçenlerde trafik kazasında öldüm.
Bizimki yine ilk konuştuğuna döndü :
-Heey ahbap, dedi, anladığım kadarıyla buradakilerin en eskisi sensin.Bilirsin.Buranın meyhanesi ne yanda kuzum!
DOMUZ HERİF
Abdülgaffar eve gelmeden önce meyhaneye uğrar ve bol bol içer, sarhoş olur, sonra eve giderdi.Bir gün karısı rest çekti :
-Bugünden sonra eve geldiğin zaman anahtar deliğinden hohlarsın.Eğer ağzın içki kokarsa eve almayacağım.
Abdülgaffar 'ın birahane arkadaşı :
-Bu iş çok kolay, iç içeceğin kadar.Sonra bir baş sarmısak ye.Onun kokusu içki kokusunu yok eder, dedi.
Abdülgaffar öyle yaptı ve gece yarısı eve geldi.Anahtar deliğinden hohladı.Karısı dehşetle bağırdı :
-Seni domuz herif seni!Ben sana arkanı dön de yellen demedim, hohla dedim...
YALAN MI?
Öğretmen tarih dersinde öğrencilerden birini sözlü sınava kaldırmıştı :
-Söyle bakalım yavrum...Napoleon Bonapart Fransa tahtına çıkınca ne yaptı?
-Oturdu öğretmenim!
MATEMATİK CİDDİYETİ
Musevi ailesinin en büyük derdi 10 yaşlarındaki çocuklarının matematikten sürekli "0" getirmesiymiş.Sıkıştırmışlar olmamış, ders aldırmışlar olmamış.Son çare, bir Katolik okuluna kaydettirmişler.Çocuk bir süre sonra matematik notunu düzeltmiş, sürekli 10 getirmeye başlamış.Peki ne oldu da bu çocuk böyle 180 derece dönüş yaptı?
Çocuk ısrarlı sorulara önce yanıt vermek istememiş.Sonunda bir gün gerçeği itiraf etmiş :
-Okula girdiğim gün adamın birini "artı" işareti üzerine çivilediklerini gördüm.O zaman bu işin ciddiyetini anladım...
YANLIŞLIK
22 Şubat 2008 Cuma
Ali karnesini babasına gösterdi.
Babası :
-Oğlum ne biçim karne bu?Hep 1, 2, 0.
-Öğretmenimiz biraz dalgındır da.Bu haftaki Spor-Toto tahminlerini yanlışlıkla benim karneme yazmış olacak!...
HEPSİ BİRDEN
21 Şubat 2008 Perşembe
Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu :
-Bakın çocuklar, dedi.Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır.Hastalara...Yaşlılara...Muhtaçlara...Her sabah okula geldiğiniz zaman size birgün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım.Tamam mı?
Ertesi sabah Oymakbeyi çocukları toplayıp sordu :
-Söyleyin bakalım...Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
-Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı :
-Hepiniz mi?
-Evet efendim, hepimiz birden.
-Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi :
-Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!
YELPAZE
20 Şubat 2008 Çarşamba
Nasreddin Hoca, geçim sıkıntısından tavuk tüyünden yelpaze yapıp satmaya başlamış.Müşteriler yelpazeyi kullanıp denemiş, tüyler hemen dağılmaya başlamış.
-Bu nasıl yelpaze, sallar sallamaz tüyleri dökülmeye başladı, demiş müşteriler.
Hoca :
-Kullanmasını bilmek lazım, yelpazeyi sıkı tutarak, başınızı iki tarafa sallarsanız olur, diye cevap vermiş.
YA AŞKA GELİRSE
Nasreddin Hoca ile arkadaşları Konya'da bir eve akşam yemeğine davet edilmişler.Ev eski ve ahşap, bastıkça tahtalar gıcırdıyor, hoca laf atmış :
-Evin tahtaları ses veriyor!
Adam ukala ya :
-Bizim ev pek sofudur, ara sıra zikreder!
Hoca laf altında kalır mı :
-Ya aşka gelip secdeye varırsa
TURNA AYAĞI
Hoca güzel bir Turnayı kızartıp tepsiye koyar ve Timur'a götürmek üzere yola koyulur.Ancak tepsiden gelen mis gibi kokular Hoca'nın ağzını sulandırır.Bir ağacın altına oturup Turna'nın bir budunu koparır yer.
Timur, Hoca'nın getirdiği Turna'nın tek ayaklı olduğunu anlayınca :
-Bu Turna'nın bir budu nerede Hoca?...diye sorar.
Hoca hemen yanıtlar :
-Bizim köyün Turnaları tek bacaklı olur da..
Timur inanmaz, gözüyle görmek ister.Kalkıp Hoca ile birlikte göl kenarına giderler.Gölde Turnalar tek ayakları üzerinde durduklarından Hoca keyifli keyifli söylenir :
-İşte devletlüm gözünüzle görünüz...
Timur, Hoca'ya döner :
-Al şu oku at, birini vur... emrini verir.
Hoca çaresizlik içinde ok atar.Turnalar birden öteki ayaklarını da çıkarıp kaçmaya başlarlar.
Timur :
-Gördün mü Hoca, hepsi de iki ayaklıymış...
Hoca lafın altında kalır mı? :
-Aman Sultanım, sizde sıkıyı görseniz iki ayağınızla kaçmaz mısınız?
İKİ KİLO YETER
Adamın biri, Kayseriliye sormuş :
-Bir eşeği boyamak için kaç kilo boya gerek!
Adamı baştan ayağa süzen Kayserili :
-Senin boydaki bir eşek için iki kilo yeter!
EŞEĞİ BÖYLE BOYARIZ
Kayseri'ye yeni gelen yabancı, ayakkabısını boyatırken boyacıya takılmış :
-Siz Kayserililer eşeği boyayıp babanıza satarmısınız.Nasıl yapılır bu iş?
Boyacı, fırça sallamayı sürdürerek :
-İşte, demiş, eşeği böyle boyarız!
BENDE BİLMİYORUM
Kayserili, trende yolculuk etmekte... Karısında oturan zatla tanışır. Dereden tepeden konuşurlarken :
-Gel seninle birbirimize bilmece soralım, der. Önce ben sorayım, bilirsen ben sana bin lira veririm. Bilemezsen 10 bin liranı alırım. Sonra sen bana sorarsın, bilirsem 10 bin liranı alırım, bilemezsem bin lira veririm.
-Tamam, der sor bakalım.
-Söyle öyleyse: Üç ayaklı hayvan nerede yaşar?
Öteki yolcu düşünür, bilemez :
-Al 10 bin lirayı.Şimdi ben de sana aynı soruyu soruyorum: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar?
Kayserili, hiç düşünmeden, aldığı 10 bin liranin bin lirasını geri verir :
-Al şu bin lirayı.Ben de bilmiyorum.
Almanya
17 Şubat 2008 Pazar
Bir gün Temelin aklına esmiş ve herkese :
-Almanya'ya gidicem, deyip eve saklanmış.Karısına da tembih edip :
-Kimseye evde olduğumu söyleme, demiş.
Ertesi gün Temel'e ihtiyacı olanlar gelmiş Temel'in evine karısına sormuş.Karısı da :
-Yok, demiş.Almanya'da, demiş.Bunu duyan Dursun hıncı olan Temel'in karısının yanına gitmiş ve bunu temiz bir dövmüş.Temel de evde saklandığı yerden Dursunun karısını dövdüğünü görünce :
-Ulan Tursin Almanya'da olmasaydım seni öldürürdüm, demiş.
Sercan Işık
Yurt Dışına Kaçmış
Temel yolda yürürken bir senet bulmus.Bakmiş senedin son günü.Ne yapacağım diye kara kara düşünmeye başlamış.Sonra gitmiş borç toplayıp senedi yatırmış, rahat bir nefes almış.Aynı şekilde bir gün yürürken yine yerde bir senet görmus, almış bakmış.Yine senedin son günü.Ama bu ödenecek gibi değil, çok fazla miktarda.Temel hemen sahte pasaport çıkartıp yurt dışına kaçmış.
Uçak Pilotu Temel
Temel bir uçağın kaptan pilotu idi.Trabzon-Ankara seferini yaparken bir arızadan dolayı uçak sallanmaya başlayınca bir anons yapar.
-Tikkat, tikkat...Gaptanunuz sesleniy!Uçakta bir ariza vardur.Tamiratı mümkündür.Sayin yolcularımız sükut olunuz.
Bu anonsu duyan yolcular bir an rahatlayıp yerlerine otururlar.On dakika sonra öncekinden daha şiddetli bir sallantılya yolcular yerlerinden fırlayınca pilot kabininden bir anons daha :
-Tikkat, tikkat...Gaptanunuz sesleniyi...Eşhedü enlailahe illallah ve eşhedü...
TIPTA İLERLEME
Temel maçta omuzundan sakatlanmaştı.Doktoru tedavi ediyordu.
-Madem ağrıyor, sıcak havlu koyacaksın.
-Ama doktor, iki gün önce de soğuk buz torbası koydurmuştun?
-O iki gün önceydi.İki günde tıpta hiç mi ilerleme olmadı?
TEMEL'İN DEGAJI
Karadeniz'de bir evde yangın çıkmıştı.Bir kadın kucağında çocukla damın tepesinde kalakalmıştı.İtfaiye geldi, ama kadın bir türlü çocuğu aşağı atmıyordu.Birlikte cayır cayır yanacaklardı.Derken kalabalığın arasından Temel fırladı :
-At yenge, çocuğu aşağı at.Ben Sürmenespor'un kalecisiyim.Çocuğu tutarım.
Kadın inandı ve attı.
Temel nefis bir plonjonla çocuğu yakaladı.Sonra üç kere yere vurup degajını yaptı.
ŞEHADET GETİR
Trabzon Hava Limaninda Temel Kulede otururken bi acil telsiz gelmiş. Amerika'dan gelmekte olan bi uçağın motorlarından biri arıza yapmış, ne yapayım diye soruyo. Temel de :
-Siz Amerikalısınız, sizde teknoloji çok ileri, bişey olmaz devam et, diyor. Biraz sora aynı uçak tekrar arıyo ve 2. motorunda durduğunu söylüyo.
Temel yine :
-Siz Amerikalisiniz sizde teknoloji çok ilerde bişey olmaz devam et, diyor. Biraz sora uçağın 3. motoru da duruyo ve Temel yine aynı şeyi söylüyo. Uçak iyice Trabzon a yaklaştığında pilot 4. motorunda durmak üzere olduğunu ne yapması gerektiğini soruyo. Temel de bunun üzerine işin ciddiye bindiğini anlayınca pilota :
-Söylediklerimi tekrar et diyor ve "Eşhedüenlailahe illellah...." diyor.
Yiğit Özgür Karikatürleri - Yigit Ozgur
14 Şubat 2008 Perşembe
at Perşembe, Şubat 14, 2008 0 comments
Labels: karikatür, yiğit özgür
Elektrik Rica Ediyormuş
Bir Fransız, bir İngiliz ve bir Karadenizli idama mahkum edilmişlerdi.Üçüne de son arzularını sordular :
-Giyotinle mi idam edilmek istersiniz, elektirikli iskemlede mi, yoksa gaz odasında mı?
Fransız :
-Ben giyotinle idam edilmek istiyorum, dedi.
Hemen giyotini getirdiler, adamı uzattılar.Sonra da bıçağı olanca hızıyla bırakıverdiler.
Ama o da ne! Bıçak tam adamın kafasını uçuracakken, son anda birden duruverdi! Belli ki bir bozukluk olmuştu.Bıçağı kaldırıp bir kez daha bırakıverdiler.Bıçak yine aynı yerde tutukluk yapıp durdu.Bir daha bıraktılar.Yine durunca, çaresiz kalıp adamı affettiler.
Sıra İngiliz'e geldi.O da giyotinle idam edilmek istedi.Bıçak yine aynı yerde durmasın mı! Üç kez tekrarlandıktan sonra İngiliz'i de affedip idam etmekten vazgeçtiler.
Sonra sıra bizim Karadeniz'liye geldi :
-Ha benim ciğerim rahatsızdır, gaz odasi almayayım, dedi Karadenizli.Ha bu sizin giyotin de bozuktur galiba...Onun için elektirik rica edeceyum...
Dün Burada Yoktu
13 Şubat 2008 Çarşamba
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor birgün bir Amerikalıyı alıyor başlıyolar gezmeye...Amerikalı bir saray görüyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diyor
Temel :
-5 yılda, diye cevap veriyor...
Amerikalı :
-Yazık bizde olsa 1 yılrda yapılırdı.
Biraz sonra bir cami göruyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor...
Temel :
-2 yıl, diye cevap veriyor.
Amerikalı :
-Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor.
Temel uyuz oluyor duruma...
Biraz sonra bi tarihi yapı daha göruyolar..gene soruyor Amerikalı...
Temel :
-2 ay, diyor.
Amerikalı yine :
-Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor.
Temel iyice kıllanıyor.Tam o sırada Boğaz Köprüsü'nün altına geliyorlar...
Amerikalı yukarıyı göstererek :
-Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor.
Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp :
-Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu yaa...
Komik Televizyon Resimleri
12 Şubat 2008 Salı
at Salı, Şubat 12, 2008 0 comments
Labels: komik resimler
Doktor Yedim Seni
Temel hastalanmıştı.Doktora gitti.Doktor Temelin tedavisinin hergün parmaklanmak olduğunu söyledi.Temel bunu kimseye anlatamayacak kadar utandığı için mecburen hergün doktora gidip orada tedavi oluyordu.Bir gün doktoru yerinde bulamayınca eve gidip durumu utana sıkıla karısına anlattı. Karısı Doktoru taklit ederek ona tedaviyi yapabileceğini söyleyince Temel tedaviyi tarif etmeye başladı :
-Karıcığım sol elini sol omzuma koy.
-Tamam.
-Sağ elinide sağ omzu...????!!!!
Temelin jeton duştü :
-Uyyyy Doktor yedum senu....
Dilbilgisi dersi
11 Şubat 2008 Pazartesi
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen, Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş :
-Pakmak fiilinin çekiminu yap pakalum...
-Erzurumlu öğrenci hemen atılır :
-Bakirem, bakirsem, bakir...
Öğretmen öğrencisinin bu cevabı karşısında :
-Uy diluni eşekarisu soksun.Öyle mi denur daa?Onun aslu pöyledur :
-Pakayrum, pakaysun, pakay...
Dik Açı Kaynıyor
10 Şubat 2008 Pazar
Temel kolej sınavına hazırlanan oğluna yardım ederken sormuş :
-Su kaç terecede kaynayi?
-Toksan terece, deyince
-Pilemedun, demiş, toksan terecede dik açı kaynayi!
Feminist
8 Şubat 2008 Cuma
Temel önde, Fadime arkada çarşıya inmektedirler.Fadime sırtındaki sepet bir yana Temel'in ceketi ve şapkasınıda elinde taşımaktadır.Onların bu halini gören okumuş biri sorar :
-Bu vaziyetinden utanmıyor musun?Sen önde hanımın arkada?...
Temel yanıtlar:
-Hemşerum niye utanacağumişim?Her paşarili erkeğun arkasinda bir kari vardur demeyi misiniz siz?Pen başarili bir erkeğum.
Komik Resimler
6 Şubat 2008 Çarşamba
at Çarşamba, Şubat 06, 2008 0 comments
Labels: karikatür, komik resimler
Doping Olimpiyatları
5 Şubat 2008 Salı
Temel olimpiyat oyunları 100 metre finalinde doping yapmış.Anlaşılmasın diye sonuncu olmuş.
BİR ERKEĞİ ANLAMAK
2 Şubat 2008 Cumartesi
Erkek, hic buyumeyen bir cocuk gibidir ama herkesin kendisini adam gibi gormesini ister.Erkek icin butun kadinlar,sinif,renk ve kategori ayirimi gozetmeksizin ilgi alanina girer. Onunde yemek dururken,baskasinin tabagina bakan gibi biridir yani.Annesi onu o kadar simartmis,"aslan oglum kaplan oglum "diye pohpohlanmaya alistirmis ki, sevgililerinden bu ilgiyi goremeyince aslinda kagittan aslan oldugunu anlar ve dunyasi basina yikilir. Bir kadina "seni seviyorum" demek,onun icin " artik baska kadinabakmayacagim "anlamina gelir ve bu sozu soylemekte zorlanir. " Son derece duygusalken mantikli olabilen, sevkatli,saf yureginiacimasizlikla ve asillikle orten, guclu bir bedene ama gucsuz bir iradeye sahip,hayata vurdumduymaz yaklasip onu fazlasiyla ciddiye alan, dogalliktan hoslanip dogal gorunmeyi caresizlik sayar..."erkekler. Dil dagarciklari kadinlar kadar zengin degildir.Yani dilin inceliklerini,kivrimlarini, farkli anlamlara gelebilen cumleleri fazla bilmezler.Hayir hayir, belki belki,evet evet anlamina gelir onlar icin. Kadinlarin sadece bir hayirinda bile bin anlam gizlidir oysa.Erkekler kendileri icin degil baskalari icin aglarlar.Bu nedenle aglayan bir kadin karsisinda yelkenleri suya indirirler. Erkekler,erkekligi her turlu kuvvet gosterisi ve para olarak algilarlar.Bundan dolayi da kadinlarin endisine saygi ve minnet duyacaklarini sanirlar.İckiliyken soylediklerini ayik kafayla hatirlamazliktan gelirler. Sık arandiklarinda kacarlar,ilgisiz birakildiklarinda ise sikayet ederler.Yuzlerinde genellikle o anki ruh hallerine uymayan maskelerle dolasirlar.Ornegin derin dusuncelere dalmis gorunen bir erkek aslinda o an, tuttugu takimin hafta sonundaki macini nasil izleyecegini dusunuyordur. Erkekleri anlamak kolaydir aslinda. Cunku erkekler karmasik degil basit,cozumlenebilir,gaza getirilebilir, motive edilebilir varliklardir. Erkeklerin kadinlari taniyamamasi, iste bu basitlikten kaynaklanir.Kadinlarin daha zeki oldugunu bilirler ve cozemedikleri bu bilmece " kadinlar bir bilmece azizim" icin kendilerine degil,bilmeceye kusur bulurlar.
tsevinc@
at Cumartesi, Şubat 02, 2008 0 comments
Labels: yazı